- kır
- Íis. ve s. 灰白色, 灰白色的: \kır at 灰马 Gözlerinden, kırları artan sakalına bir iki damla yaş düştü. 从眼中流出的一两滴泪水落到了他的花白胡子上。◇ -e \kır düşmek (头发或胡子)花白: Siyah bıyıklarına, sakalına pek az kır düşmüş olan Selim, karısından çok genç görünüyor. 塞利姆的黑胡须稍许杂有几根银丝, 显得比他的夫人要年轻得多。◆ Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan. 近朱者赤, 近墨者黑。IIis. 郊区, 郊外, 乡下, 荒郊野外: \kır bekçisi 看场人, 看守庄稼的人 \kır çiçeği 野花 \kır gerillâsı 乡村游击队 \kır gezintisi 郊游 \kır kahvesi 乡间咖啡屋 \kır koşusu 越野赛跑 \kır serdarı 旧́ 乡警 \kır yerleşmesi 村居 \kır yaşamının zevklerinden yararlanmak 享受田园生活的情趣 \kır yürüyüşü 郊游, 徒步旅行 Kırda kuzu çevirip yedik. 我们在郊外烤乳羊吃。◇ \kırya gitmek 郊游: Maaile kıra gittik. 我们全家一起郊游去了。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.